ONURSAL BAŞKANIMIZ YALÇIN TOPÇU‘NUN TÜRK SİYASİ TARİHİNDE YERLİ VE MİLLİ İRADE PROGRAMINDAKİ KONUŞMASI


 


 
12 Mayıs 2016 günü ATO Congresium'da Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN'ın teşrifleriyle gerçekleştirdiğimiz "TÜRK SİYASİ TARİHİNDE YERLİ VE MİLLİ İRADE" adlı programda konuşma yapan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Yerli Düşünce Derneği Onursal Başkanı Yalçın TOPÇU’nun tam konuşma metni aşağıdaki gibidir.

Sayın Cumhurbaşkanım, değerli hazırun sizleri Yerli Düşünce Derneği ve şahsım adıma saygıyla selamlıyor, hepinize hoş geldiniz diyorum.


Sayın Cumhurbaşkanım, Yerli Düşünce Derneği olarak düzenlenmiş olduğumuz bu etkinliğe şeref vererek bizleri gerçekten ziyadesiyle memnun ettiniz. Size minnettarlığımızı arz ediyoruz.


Zat-ı alileriniz müsaadeleriyle inşallah bu toplantı hususunda birkaç söz söylemeye çalışacağım, müsaadelerinizle…

Sayın Cumhurbaşkanım, bize göre yerli ve milli olmak iç ve dış işbirlikçileriyle birlikte karar almak değildir. Bize göre yerli ve milli olmak, dik durup, doğru söyleyip, düz yürümektir. Bize göre, yerli ve milli olmak gücünü, zat-ı aliniz gibi milletten almaktır.

Hak bildiği dava uğrunda, korkmadan, vakur, cesur, azim ve kararlı adımlarla Sultan Alparslan’ın, Selahaddin Eyyubi’nin, Fatih’in, Abdülhamit Han’ın ve Kocatepe’de Mustafa Kemal’in yolunda yürümektir.

Sayın Cumhurbaşkanım, bizim tarihimiz, hürriyet ve bağımsızlık destanları ve abideleriyle doludur. “Ekmeksiz yaşarım, hürriyetsiz asla” , düsturu için bedeller ödemiş milletin adı ‘Büyük Türk Milleti’dir.

Biz sadece kendimize değil, hamdolsun bütün insanla hürriyet ve adalet vadeden bir medeniyetin çocuklarıyız. İşte yerli ve milli demek bu medeniyet tasavvuruna kendini adamak, yüce fikirlere esir olmak, Hz. Ali’nin dediği gibi hakka köle olmak demektir. Yerli ve milli olmak tıpkı zat-ı aliniz gibi bu milletin omuzundaki kutsal yükü ve sorumluluğu idrak etmek, hayata geçirmek ve çözüme kavuşturmaktır. Yerli ve milli olmak, aynı zamanda bizim için millet-i vahidedir. Sizin ifade ettiğiniz gibi tek millettir.

Sayın Cumhurbaşkanım, bu aziz milleti Tanrı Dağı’ndan, Maveraünnehir’e, oradan Hira Dağına ve nihayet Malazgirit’e, Küdüs’e, İstanbul’a, Viyana’ya ve Afrika’ya, biz inanıyoruz ki bir İlahi kader getirdi. Ve inanıyoruz ki, kim ne yaparsa yapsın bu ilahi kaderi, ancak ve ancak yazan bozacaktır.

5000 yıllık devlet geleneğimiz var. Çok zengin kültür birikimi ve medeniyet mirasına sahibiz. Kendi şanlı tarihine yakışır izzet ve gururla yaşama iradesi ne yazık ki uzun yıllardır bazı siyaset adamlarımız tarafından görülmedi, yapılamadı, yerine getirilemedi. Ama bu millet hiç hak etmediği derecede, hakirlik, yok sayılmak ve ötelenmek görürken, neyse ki, son yıllarda zat-ı aliniz sandıktan çıkarak milletin iradesini arkasına alarak, bu milletle barıştırdı ve benliğimizi yeniden kazandırdı. Ve bu millet zat-ı aliniz sayesinde öz güvenini yeniden yaşamaya başladığı bir döneme kavuştu. Anadolu insanının bu devleti pek ala yönetebileceğinizi zat-ı alinizin şahsında görmüş oldu. Sessiz ama derinden bir dönüşüm süreci yaşattınız. İşte bu sürecin en önemli mimarlarından birisi zat-ı aliniz oldu.

Sayın Cumhurbaşkanım, bu nedenle milletimiz size minnettar. Tabii ki medeniyet coğrafyamız da size minnettar. Dünya beşten büyüktür diyerek, dünyadaki mazlumlara da insan olduklarını hatırlattınız. Hep horlanan, sömürülen medeniyet coğrafyamıza diriliş heyecanı vererek, yerli ve milli lider olmanın en güzel örneklerini sergilediniz. Sadece ülkemiz için değil, medeniyet coğrafyamız için de aynı zamanda bir model oldunuz. Tabi bunları yaparken ezberleri bozdunuz ve bunları yaparken birçok düşman da kazandınız. Ama hamdolsun siz, dik durarak, diklenmeyerek, hakkı savundukça bu millet sizinle beraber oldu, sizinle beraber yürümektedir.

Siz, yerli ve milli değerlere sahip çıktıkça, medeniyet coğrafyamıza sahip çıktıkça, gönüllerden akan samimi dualar, bütün düşmanlıkları, tuzak kuranları, çukur açanları, acıktıkları çukurlara gömerek hepsini boşa çıkarttı.

Bu millet her zaman kendi içinden çıkan evladına sahip olmuştur ve neticede siz de bu milletin içinden çıktığınız için, hamdolsun bu millet size sahip çıktı. Şimdi içeride ve dışarıda birileri yine eski Türkiye özlemlerini hayata geçirmek için, dâhili ve harici iş birlikçileriyle omuz omuza, kol kola yürümekte. Terörle bu memleketi akıllarınca hizaya getireceklerini sanan bedhahlara buradan huzurlarına seslenmek istiyorum. Dağdakiler, ovadakiler, meclistekiler, kampüstekiler, bölücüsü, paraleli, kısaca beyni dışarda cismi içerde olanlara buradan sesleniyoruz. Bu şer güçler ve arkasındaki 72 düvel bilsin ki, Allah’ın izniyle devlet olarak, millet olarak, bunların kökünü kazımaya kararlıyız inşallah Sayın Cumhurbaşkanım.

Evet, şehitler veriyoruz, canımız yanıyor, ciğerlerimiz parçalanıyor ama herkes bilsin ki, zat-ı alinizin tabiriyle, öleceksek adam gibi ölelim. Ve herkes bilsin ki, buradan haykıralım, bizim milletimiz diz çökmektense, ayakta ölmeyi tercih eden mübarek bir millettir.

Evet, Sayın Cumhurbaşkanım, ifade ettiğiniz gibi tam bağımsız güçlü Türkiye idealinden ve medeniyet coğrafyamıza sahip çıkmaktan, asla ve asla bizi kimse geriye döndüremeyecektir. İhtiyacımız sadece birliktir, sadece beraberliktir. Ve bu arada tabii ki şehidimiz, Rahman Nizami’nin söylediği de kulaklarımıza küpe olmalıdır. O bize veda mektubunda şöyle diyor: Burası çok dikkate değer bence;  “İbret alın bu yolculuktan, bir araya geldiğinizde sadece aynı anda ayaklarınızı yere vursanız, dünya sallanır”. Allah ona rahmet etsin. Evet, bir araya geleceğiz ve Allah’ın izniyle dünyayı sallayacağız. Biz bir olursak, iri olursak, diri olursak o zaman kimse tırnağımızdan etimizi sökemeyecek. Bizim canımız yanacak ve hep birlikte ayağı kalkacağız inşallah.

Sayın Cumhurbaşkanım, ifade ettiğiniz gibi, önce bizim ayağı kalkmamız lazım. Üstadın dediği gibi, “Sen bir devsin, yükü ağırdır devin, kalk ayağı, dimdik doğrul ve sevin”.  Ayağa kalkacağız, dimdik doğrulacağız ve biz sevineceğiz, bütün medeniyet coğrafyamız sevinecek, biz de inşallah.

Sayın Cumhurbaşkanım, bu duygu ve düşünceler içerisinde sözlerime son verirken, demokrasi tarihimizde yerli ve milli değerler uğrunda mücadele vermiş kahramanlarımızı rahmetle anıyorum. Bölücü terörle mücadele veriyoruz. Paralel terörle mücadele veriyoruz. Bu mücadelede emeği, katkısı geçenlere şükranlarımızı arz ediyoruz. Şehitlerimizi minnetle, rahmetle yâd ediyoruz. Ve beni sabırla dinleme lütfunda bulunduğunuz için sizlere teşekkür ediyor, saygılarımı sunuyorum. Arz ederim Sayın Cumhurbaşkanım.


Facebook
Twitter
  • BİZE ULAŞIN

  • Ehli Beyt Mah. Ceyhun Atuf Kansu Cad. Beycanoğlu İş Merkezi̇ No: 102A/7
    Çankaya/ANKARA

  • 0312 285 71 71

  • 0312 285 71 72

  • yerlidusuncedernegi06@gmail.com

www.teknovizyon.net/
YukariCik