Şanlıurfa'nın Suruç ilçesinde dün gerçekleşen kanlı saldırının ardından Yerli Düşünce Derneği Onursal Başkanı ve Büyük Birlik Partisi (BBP) eski Genel Başkanı Yalçın Topçu, saldırıya ilişkin yazılı bir açıklamada bulundu.
Yedi maddeden oluşan açıklamada şu görüşlere yer verildi:
“Terör Olayını Yaptıranları Kınıyor ve Lanetliyorum”
“Suruç’taki terör olayını yaptıranları kınıyor ve lanetliyorum. Hayatını kaybedenlerin yakınlarına baş sağlığı, yaralılara şifa diliyorum. Bu menfur saldırı Türk devletine vatanın-milletin bölünmez bütünlüğüne yöneliktir. Devletin önleyici istihbarat hususunda eksik olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle insana dayalı istihbaratını ve elektronik istihbaratını gözden geçirmelidir. Burada öncelikle:
1. “Suruç” provokasyonu bölücülerin “kalkışma provası” için gerekçe oluşturdu. Milletimiz sağduyulu ve itidalli olmalı, devlete güvenmelidir. Devletimiz şükür ki çok güçlüdür.
2. “Suruç” provokasyonu yedi düvelin desteklediği Lawrence’in gayrimeşru çocuğu DEAŞ’a yaptırıldı. Asıl hedefi sınırımızda kurdurulan PKK-HDP/PYD-YPG koridor devletini hızlandırmak ve meşrulaştırmaktır.
3. Hedefleri sınırda kuracakları PKK koridor devleti ile devletimizi, vatanımızı, milletimizi bölme ve çökertme emellerini hızlandırıp, Türkiye’yi iç ve dış savaşa sokmaktır.
4. Osmanlı Devleti’nden bu yana yedi düvelin açık ve örtülü nizami ve gayrinizami savaşı ile karşı karşıyayız. Türkiye’nin 40 yıldır küresel güçlerin beslediği illegal bölücü örgütlerin gayrinizami savaşı ile enerjisini tüketip diz çökmesi isteniyor. AB, ABD, Siyonizm ve İngiltere’nin medeniyet coğrafyamızda yapacağı yeni bir dizayn sırasında en büyük tehlikeyi İslam ümmetinin geçmişte mihmandarı olan Türkiye oluşturuyor. Devlet yapısı, güçlü, deneyimli ve imanlı bir toplum olan Türkiye’yi tehlikeli görüyor.
5. Medeniyet coğrafyamızda yapılanlar Türkiye ile ilgilidir. Asıl meseleleri Sevr’i uygulamaktır.
6. Haçlı ve Siyonist ittifakının Türk milletine ve devletine tarihi husumeti vardır. Küresel çıkarlarının üstünde Türkiye tek engeldir. Onlar Roma’yı, Malazgirt’i, Kudüs’ü, İstanbul’u ve Çanakkale’yi unutmadı. Hala Atilla, Alparslan, Selahaddin, Fatih, Mustafa Kemal korkuları ve kinleri var.
7. Terörle mücadelenin birinci meselemiz olması elzemdir. İvedilikle terör-terörist ve bölücülükle mücadelenin üslubu, yöntemi, kanunu ve hukuku yeniden “güvenlik, özgürlük, refah” esaslarında belirlenip uluslararası desteği için etkin mütekabiliyet esaslı bir diplomasi başlatılmalıdır. Güvenlik birimlerimiz mutlaka gayrinizami savaş şartlarına göre konumlanmalıdır.”