Topçu: "İnsanlık Merhamet Medeniyetini Bekliyor"

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkıları ile Yerli Düşünce Derneği tarafından düzenlenen “Dünya Barışı için Ortak Kültür Mirası” adlı bir konferans gerçekleştirildi.

Sinema Genel Müdürlüğü Ali Fuat Başgil Salonu’nda gerçekleşen programa, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Yerli Düşünce Derneği Onursal Başkanı Yalçın Topçu,  Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Hakkı İlnur Çevik, AK Parti Ordu Milletvekili Metin Gündoğdu’nun yanı sıra seçkin misafirler ve kalabalık bir dinleyici topluluğu iştirak etti. Topçu, burada yaptığı konuşmasında Batı’nın barışı baltalayan, insan haklarını hiçe sayan tavırlarına örnekler vererek şöyle konuştu:

Güya, Dünyaya Barışı ve Güvenliği Getirecekti

“Birleşmiş Milletler, 2. Dünya Savaşı sonrası, savaşın galipleri tarafından, dünyaya, insanlığa ülkelere barışı, adaleti, güvenliği hâkim kılmak, aynı zamanda ekonomik toplumsal ve kültürel iş birliği oluşturmak için kuruldu. Güya, dünyaya barışı ve güvenliği getirecekti.  Gücün değil hakkın esas alındığı, bağıntılı değil salt adaletin hâkim olduğu bir dünyayı gerçekleştirecekti.

Birleşmiş Milletler; bu işleri yapmak için kendi çatısı altında altı tane kurum oluşturdu. Merkezi ve kendisine bağlı kurumlardan beşi nerede biliyor musunuz? Japonya’ya iki atom bombası atıp yenmiş olduğu halde ‘insanlığı yüz binlerle ifade edilen mezarsız ölülerle’ tanıştıran, sonradan yerleştiği kıtanın yerli halkına soykırım uygulayıp, kara derili insan ticareti yapan, şu zamanda da daha çok merhamet medeniyetinin çocuklarının coğrafyalarında olmak üzere dünyanın neresinde katliam, zulüm savaş ve soykırım varsa bunlarda da dolaylı ya da doğrudan parmağı olan ülkenin NewYork’unda.

Diğer biri ise, tarihe korsanlık, insan tüccarlığı ve sömürgecilik ile geçmiş olan, Srebrenitsa soykırımına çanak tutan, Hollanda’nın Lahey’inde. Adı da mazlumların taktığı ismiyle ‘Lahey adaletsiz divanı’, çünkü bu divanın sözde adalet kararları, merhamet medeniyetinin çocukları için menfi, derebeyi medeniyetinin bazı çocukları için müspet çıkmakta, yani buradan çıkan kararların hepsi derebeyi-Vassal ilişkisi anlayışıyla çıkar.”

İnsanlık Merhamet Medeniyetini Bekliyor

Batı’nın çifte standartlarına karşı dünyaya Türk ve İslam Medeniyeti’nin ne denli büyük barış ve adalet getirdiğini vurguladığı konuşmasına şöyle devam etti:

“Hiç kimsenin diline, dinine karışılmamış. Savaşlarda bile bir hukuk ve ahlak varmış, hiç bir millet yok edilmemiş, kadınlara tecavüz edilmemiş, çocuklar, yaşlılar, siviller öldürülmemiş, aman dileyene dokunulmamış, üstüne atom bombası atılıp buharlaştırılmamış. Her dinden, her dilden, her renkten insanlar, bizim atalarımızın söz sahibi olduğu dünyada güvenli ve refah içinde yaşadılar. 

Dünya merhamet medeniyetinin hâkim olduğu dönemlerde; güvenli, adaletli çevrenin katledilmediği, hayvanların haklarının olduğu, çocukların, kadınların baş tacı olduğu, savaşların bile bir hukuku olduğu zamanları yaşadı. Buna tarih şahit. İnsanlık, dünya yeniden barışa, güvenliğe, adalete kavuşacaksa bu yine merhamet medeniyetinin çocuklarının dünya yönetiminde söz sahibi olması ile mümkün olacaktır. İnsanlık merhamet medeniyetini bekliyor.’’

Dillerinde barış kelimesini, savaş çığırtkanlıklarını örtmek ve kendi kirli tezgâhlarını gizlemek için kullandıklarını belirten Topçu, Batı’nın iki yüzlü yaklaşımlarını şu örneklerle sıraladı:

‘’Birleşmiş Milletler; dünya kültür mirasını, insanlığın ortak kültür varlıklarını UNESCO (Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü) ile korur, kollar. Örneğin bizde Nemrut Dağı’nı korur ama dağın eteklerinde yaşayanlara zülüm eden bölücü terör örgütüne kol kanat gerer, besler. Daha çok yakıp yıkıp öldürmesi için 1300 TIR silah gönderir.

Mısır Piramitlerini korur ama seçilmiş Cumhurbaşkanını bir diktatörle indirir, buna karşı çıkan bir kız çocuğunun keskin nişancı ile katledilmesine ses çıkarmaz.

Bunlar için esas olan yerin üzerinde yaşayan insan, canlı, doğa değildir. Bunlar için yerin altındaki petrol, doğal gaz, madenler yani kendi derebeyliklerinin devamını, refahını sağlayacak şeyler önemlidir. Onlar için ne kadar “insansızlaşırsa” dünya o kadar iyi. Bunlara hizmet edecek kadar insan kalsın kâfi. Silah satıp etnik mezhep farklılıklarını kaşıyarak birbirini yedirtmek, çok sesi çıkanlara da 60 ihtilali, 12 Eylül darbesi, 28 Şubat muhtırası, PKK terör örgütü, yetmedi FETÖ, olmadı Ağaç, Kasa, Kutu ile operasyon çekmek, daha olmadı 15 Temmuz’da uşakları ile millete bomba kurşun yağdırmak, bunların başlıca tezgâhları.’’

Erdoğan’ı Bu Yüzden Bitirmek İstiyorlar

Konferansta konuşan Hakkı İlnur Çevik ise “Osmanlı Afrika’ya gittiğinde sömürge gözü ile bakmadı. Oraya kültür, barış, medeniyet ve İslam götürdü. Osmanlı, kimsenin diline, kültürüne müdahale etmedi. Bugün Afrika’da Fransızca ve İngilizce konuşuluyor. Türkiye barış, merhamet, adalet ve eşitlik için savaş veriyor. Bu yüzden Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı bitirmek istiyorlar. Sömürü düzenini devam ettirmek isteyenler ve emrperyalistler karşımızda.  Aziz milletimiz daima mazlumun yanında oldu. Bugün herkesin görmezden geldiği Arakan’a giden tek ülke biziz. Birleşmiş Milletler Arakan’a heyet gönderecekti, iptal etti. Sebep olarak ise ‘Hava muhalefeti’ dediler. Dünya hala oraya bakamazken, Cumhurbaşkanımızın eşi Emine Erdoğan, Dışişleri Bakanımız ve Cumhurbaşkanımızın oğlu en zor şartlarda oralara gidip mazlumlarla kucaklaştı. Bizim medeniyet mirasımız neyi gerekiyorsa onu yapıyoruz.” dedi. 
Program, konuşmacılara yöneltilen soruların cevaplandırılmasının ardından sona erdi.































Facebook
Twitter
  • BİZE ULAŞIN

  • Ehli Beyt Mah. Ceyhun Atuf Kansu Cad. Beycanoğlu İş Merkezi̇ No: 102A/7
    Çankaya/ANKARA

  • 0312 285 71 71

  • 0312 285 71 72

  • yerlidusuncedernegi06@gmail.com

www.teknovizyon.net/
YukariCik