Diriliş ve Yeni Türkiye

Galiba muhalefet “seçilmiş cumhurbaşkanı” kavramının ne anlama geldiğini hâlen kavrayamadı. Sandığa karşı sorumluluğun ne demek olduğunu birilerinin bunlara anlatması lazım. Seçilmiş bir cumhurbaşkanının öyle ya da böyle siyasi bir tavrının veya partisinin olmaması düşünülebilir mi?

Partili-partici olmak başka partizan olmak başkadır. Tarafsızlık demek çoğu kez susmak, konuşurken de suya sabuna dokunmadan “üst perde sözlerle” vaziyeti idare etmek değildir.

Tarafsızlık hep tartışılan ve göreceli bir kavramdır. Nihayetinde insan mutlaka bir taraf olacaktır. Cumhurbaşkanı herkese karşı eşit davranmalı, adil olmalı desek daha doğru olur. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı eleştirenler Ahmet Necdet Sezer’in karar ve atamalarında tarafsızlık ve eşitlik ilkesi ne kadar uygulanmış önce buna cevap versinler.

16 Nisan referandumuyla artık Türkiye’de “resmen partili cumhurbaşkanı” realitesi vardır. Cumhurbaşkanı artık siyasi bir kimliktir ve bunun yadırganacak bir tarafı da yoktur.
Başbakanın siyasi kimliğini kabul edeceksin, onun siyasi mesajlar vermesini normal karşılayacaksın ama cumhurbaşkanına bunları yasaklayacaksın. Bu tutumun hiçbir mantıklı izahı yoktur. Cumhurbaşkanı da halkın oylarıyla seçilmektedir. Oraya seçilen kişi ikinci dönemde seçilmeyi de düşünecek ve bu en doğal hakkıdır. Dolayısıyla hem sandıkta kendisini destekleyenlere hem de yeni oy isteyeceği kitlelere karşı sorumludur. Bu noktada siyasi eğilim göstermesi son derece normaldir. Bu tartışmaların artık anlamsızlaştığı yeni bir süreç başlamıştır.

Eski cumhurbaşkanlığı sistemi ile eski cumhurbaşkanlarının davranış ve tutumlarını yeni durumla karıştırmamak gerekir. Yeni durum biraz garipsenecek ama zamanla  kabullenilecektir. Bu milletin ve ülkenin geçmişinde devrim gibi yenilikler yaşanmıştır. Ve zamanla akla ve vicdana uyan değişiklikler kabul edilmiştir. Muhalefetin sızlanması boşuna, yapılan değişikliği halkın kendisi yapmıştır ve uygulamasını denetleyip en geç beş yıl sonra cevabını sandıkta gösterecektir.

16 Nisan ikinci cumhuriyetin miladıdır. Türkiye’nin ülke olarak içine çekilmeye çalışıldığı küresel tuzaklardan ve ihanet girdaplarından en az zararla kurtulabilmesi için siyasi istikrar ve hızlı idare şarttır. Yeni sistem tam anlamıyla 2019’dan sonra uygulanacak olsa da referanduma evet diyenlerin yüksek beklentisi 17 Nisan itibarıyla başlamıştır. Hiçbir oligarşiye müsaade edilmeden Türkiye dünden daha iyi standartlara sahip bir demokrasiye geçiş yapmalıdır. Ekonomik, sosyal ve siyasi terörle mücadele konusunda da artık hiçbir bahane kalmamıştır. Bilumum şer güçlere karşı topyekûn mücadele dönemi halkın beklentisidir. Bu konuda hiçbir tavize hoşgörüyle bakılması mümkün değildir.

Öte yandan referanduma hayır diyen yüzde 48.5’lik büyük kitlenin beklentilerini de iyi okumak gerekiyor. Bu ülke için mevcut şartlarda en öncelikli konu kamu düzeni ve sosyal barıştır. İç ve dış düşmanların hedefi kaos ve iç savaş çıkartmaktır. Bu noktada sağduyulu ve özverili davranmak gerekir. Şeyh Edebali’nin Osman Bey’e nasihatlerini bir kez daha reçete gibi önümüze koyacağımız yeni bir döneme giriyoruz. Çünkü yeni bir kuruluş döneminin başındayız.

Yeni bin yıla yepyeni bir sistemle girecek olan büyük Türk milleti, geçmişinde gerçekleştirdiği büyük mucizelerde olduğu gibi yine maziden aldığı ruh ve özgüvenle atiyi kuracak ve kendi benliğinin bütün zenginliklerinden en üst düzeyde faydalanacaktır. Bütün dünya yeniden doğacak Türk-İslam medeniyetine muhtaçtır. Adımlar bu sorumlulukla atılmalıdır.

Zamanın ruhuna, halkın eğilimlerine, değişimin hızına uygun davranmayan hiçbir siyasi yapının başarı elde etmesi mümkün değildir. Türkiye’de muhalefet partileri gerçeklikten uzak, komplo ve paranoya sarmalında siyaset izlemeyi tercih ettikleri için başarılı olamıyorlar. Artık yeni süreçte siyasi partilere öyle ya da böyle proje gerekecek, güçlü ve birikimli ekiplerle çalışmak zorunda kalacaklar.

16 Nisan sonrası elbette siyasette büyük değişiklikler olacaktır. Türk siyasetinin formatlanmaya ihtiyacı vardır. Seçilmiş cumhurbaşkanıyla birlikte Türkiye’de sistem de halkoyuyla değişmiştir. İktidar hizmet vitesini artırmalı, muhalefet de güçlü alternatif olma hızına kavuşmalıdır.

Her bir ferdin kendini hür ve mutlu hissedeceği, tarihi medeniyet kodlarımıza bağlı, dünyayla işbirliğine açık ama kendi kararlarında tam bağımsız, sürekli büyüyen ve adil paylaşılan güçlü ekonomiye sahip düşmanlara karşı gurur duyacağımız, gelecek nesillerin de onurlu yaşayabileceği bir ülke için herkese büyük sorumluluklar düşüyor.

Korkularımızın esiri olmadan, kıskançlık ve haset çukurlarında boğulmadan atacağımız her adımın büyük Türkiye’ye doğru kutlu bir yürüyüşü başlatacağını unutmayalım.

Din de devlet de sistem de rejim de insan için vardır. Her şey insanca ve hakça yaşamak içindir.
 


Facebook
Twitter
  • BİZE ULAŞIN

  • Ehli Beyt Mah. Ceyhun Atuf Kansu Cad. Beycanoğlu İş Merkezi̇ No: 102A/7
    Çankaya/ANKARA

  • 0312 285 71 71

  • 0312 285 71 72

  • yerlidusuncedernegi06@gmail.com

www.teknovizyon.net/
YukariCik