MAKUL MİLLİYETÇİLİK

Milliyetçilik konusu hem kavram hem de anlam yönüyle hep tartışılagelmiştir. Yazımızda tekraren bu çerçevedeki tartışmalardan ziyade bizim geleneksel millet milliyetçiliği anlayışımızı konu edinmeye çalışacağız.

Türk adı elbette bir kavmin adıdır ama kültür ve medeniyet açısından süregelen tarihi serencam bize daha geniş ve zengin bir ufuk açıyor. İslam’la meczolunduktan sonra kavmiyetçilikten arınmış, ortak gayeler etrafında asırlarca bir ve beraber yaşamış bir milletin adıdır Türk.  Yaşanan tecrübe net bir şekilde ortaya çıkarmıştır ki biyolojik  kavmiyetimiz biyolojik bir hakikattir ama tekâmül eden asıl hakikat var olma gayemiz Elestü bi Rabbikum ( evet rabbimizsin) esasıdır. Bu esastan alınan ruhtur ki evrensel anlamıyla Bilal ile Ali’yi eşitler arasında sevgili kılmış, bizdeki yaşanan haliyle de Satuk Buğra’nın önüne Abdulkerim’i ekletmiştir. Tabiri caizse bedenlere ruh hâkim olmuş, Türklük beden, İslam ruh olarak kabul edilmiştir.

Bu çerçevede tarihi bir miras olarak gördüğümüz ve Millet Milliyetçiliği diye adını koyduğumuz anlayış ayrıştırıcı değil birleştirici, ithal değil yerli, gerici değil ilerici, savunmacı değil kuşatıcı, seküler değil manevi büyük bir kültürel birikimin ifadesidir.

Biz her zaman zulüm karşısında susan dilsiz şeytandır dedik. Kerkük’e, Karabağ’a, Doğu Türkistan’a, Çeçenistan’a ve tabi ki Filistin’e de sahip çıktık. Bunları yaparken tamamen sivil bir düşünceyle milletin safında yer alıp namlusunu millete çevirmiş tanka selam durmam diye düşünerek, demokrasi dışı güçlerin karşısında yer aldık. Kardeşimin kendi anadiliyle konuşmasına karşı çıkmam diye düşünüp,  24 saat kesintisiz demokrasi istedik. Elinde Mehmetçik kanı taşıyan sözde siyasilere selam vermeyip, yaptıklarını en sert şekilde kınadık.

Kürt ile Türkmen’i, Alevi ile Sünni'yi kardeş görerek biz ne nar ne mozaiğiz, biz ebruyuz dedik. Bizim suyumuzun kaynağı ‘Lailaheillallah’ mürekkebimizin özü ‘ Muhammeden Resullullah’tır.  

Bizim millet milliyetçiliğimizin özünde vatanseverlik, bu ülkenin insanlarının el âlemin eline bakmak zorunda kalmaması ideali vardır. Ekmeğimiz ne kadar çoğalır, adil bir paylaşımı ne kadar düzgün yapar isek huzur ve mutluluğumuzun da o ölçüde artacağını düşünüyoruz. Bu bereketli topraklar, kardeşlik ikliminin coşkusu var oldukça, bu ülkenin insanlarının yüzünü hep güldürmüştür. Mesele bu iklimi yakalamaktır.

Millet milliyetçiliğinin diğer bir özelliği de küçülen değil büyüyen bir  vatan tasavvurudur. Büyük ozanımız merhum Abdurrahim Karakoç'un dediği gibi;

         Ellerin yurdunda çiçek açarken 
         Bizim İl'e kar geliyor gardaşım. 
         Bu hududu kimler çizmiş gönlüme? 
         Dar geliyor, dar geliyor gardaşım....

Bugün devletimizin sınırları Edirne'den Ardahan'a kadar olabilir fakat milletimizin ve medeniyetimizin sınırları Adriyatik'ten ta Çin Seddi'ne kadardır. 
Bu coğrafyada yaşayanların tek umudu Türkiye’dir. Burada yaşayan soydaş ve dindaşlarımızın gözü bizdedir. Biz, milletimizin, medeniyetimizin, tarihi misyonumuzun takipçileriyiz. Bizim medeniyet dairemizin pergelinin merkezi Anadolu'dur fakat kapsama alanı bütün coğrafyamızı içine alır. Bizim varlık gerekçemiz;İlay-ı Kelimetullah uğruna Nizam-ı Alem davasıdır.

İz bırakanların izi takip edilir. Zamanı yakalamak değil geleceği inşa etmektir bizim işimiz. Bayrak düşmemiştir. Bayrak milletimizin bağrında saklıdır. İnşallah 21. asır yeniden Türklerin ‘Diriliş Asrı’ olacaktır. Medeniyetler bitmez, yok olmaz ancak duraksarlar. Bizim medeniyetimiz de duraksamıştır. İnşallah kendi aslına dönen millet ve devletin yeni hamleleriyle medeniyetimiz yine şahlanacak ve dünyanın burcunda ay yıldızlı al bayrak şanına yakışır şekilde yeniden gururla dalgalanacaktır.

Ancak delilik sınırına dayanmış derecede cesur, divanelik mertebesinde inanmış, tarihin bütün dâhilerini gıpta ettirecek fehim ve ferasette bir kolektif akıl inşa edebilmiş kadroların omuzlayabilecekleri mucizevî projeleri hayata geçirerek ihtilâlci hamleler manzumesini gerçekleştirecektir. Bütün faaliyetlerimizde mükemmelliğin ölçüsü, İslam ahlakıyla bütünleşmiş yüksek Türk karakteri olacaktır.

Bu ideallere ulaşma noktasında ne ayrıştırıcı ırkçıların ne de korku pompalayan sözde milliyetçilerin tuzaklarına düşeceğiz. Kıblemiz bellidir. Mihrabımız top yekûn millettir. Bizi biz yapan değerler dünlerde ne ise yarınlarda da o olacaktır. Beş bin yıllık tarihe ve devlet tecrübesine sahip bir millet nice fitneleri yok ederek bugünlere gelmiştir. Şimdi de söz konusu fitnelere yenik düşmeyecektir.  

Bu ülkede, bu çağda,yaşanmış bunca acıya ragmen kimse komünlerden, devrim mahkemelerinden, öz savunma gücünden, özerklikten, iki resmi dilden, KCK vergilerinden, ayrı bayraktan bahsedemeyecektir. Kimse Kürt kardeşimi istismar edemeyecektir. Kimse anadil arkasına sığınarak postmodern bölücülük yapamayacaktır. Anadil bölücülük vesilesi yapılmayacaktır. Türkçe, tutunduğumuz ortak halattır.Bu halatı kimseye kestirmeyiz.
 
Yerel kültürler kendisini istediği gibi ifade edebilecek fakat farklılaşma ve ayrışma vesilesi olmayacak.
 
Türkçe Türkmenlerin anadili olmaktan ziyade, bizim ortak medeniyet dilimiz, bu toprakların ruhunu  yansıtan,ortak kültürümüzün ürünüdür.
 
Biz, Mevlana ile Melaye Ciziri’nin aynı ırmaktan beslendiğini, Yunus Emre ile Ahmed-i Hani’nin aynı aşkın peşinden gittiğini biliriz. Onları birbirinden ayırmadan okur, dinler ve onlar gibi söyleriz. Biz, Ahmed Yesevi, Molla Gürani, Hacı Bektaşi Veli gibi Bediüzzaman Said Nursi’nin de sözlerini takip ederiz.
 
Bizim arkamızda büyük bir medeniyet hazinesi vardır. Bu medeniyete sırt çevirmeyiz, oradan beslenir, oradan konuşuruz.
 
Bu devletin adı Türkiye, bu milletin adı da Türkmen’i, Kürt’ü, Boşnak’ı, Arnavut’u, Çerkes’i, Alevisi, Sünnisiyle sonsuza kadar Büyük Türk Milleti olacaktır.
 
Şimdi adı her ne kadar tartışılsa da niyeti halis olan ‘çözüm süreci’ ne adeta sığınarak farklı hesaplar güdenler akıllarını başlarına almalı ve bu toprağın ruhunu tekraren anlamaya çalışmalıdır.

Bu ülke bizim canımız, bu vatan bizim kalbimizdir. Elbette bu büyük millet kalbine doğrultulan hançere de müsade etmez. Allah (c.c) devletimizi, milletimizi,vatanımızı korusun ve yüceltsin .
 

Facebook
Twitter
  • BİZE ULAŞIN

  • Ehli Beyt Mah. Ceyhun Atuf Kansu Cad. Beycanoğlu İş Merkezi̇ No: 102A/7
    Çankaya/ANKARA

  • 0312 285 71 71

  • 0312 285 71 72

  • yerlidusuncedernegi06@gmail.com

www.teknovizyon.net/
YukariCik